- koymak
- -ar (-i, -e)1. 放置, 安置, 摆放: Kitabı masanın üstüne koydu. 她把书放在桌上了。Sandalyesini pencerenin önüne koydu. 他把他的椅子放在窗户前。Çamaşırları sandığa mı koydunuz? 您把衣物放进箱子了吗?2. 安装: filmi makineye \koymak 安装胶卷3. 任命, 指派, 安插: Bu işe kimi koyacağız? 我们派谁干这事呢?Kızını bir bankaya koydu. 他把女儿安插到一家银行。4. 允许, 许可: Hastanın yanına kimseyi koymuyorlar. 他们不让任何人留在病人身边。Kitabı bütün gün elinden koymadı. 她成天书不离手。5. 添加: yemeğe biber \koymak 往菜里放辣椒 yemeğe tuz \koymak 往食物里放盐6. 签署, 署明: Anlaşmaya imza koydu. 他签署了协议。Mektuba tarih koydun mu? 你在信上署明日期了吗?7. 表现, 体现: Orduda yaşayan manerî kuvveti de meydana koyuyor. 这也体现出了军队中的精神力量。8. 触及, 触动: Bu söz ona çok koymuş. 这句话对他触动很大。Oğlunun ölümü ona çok koydu. 她儿子的死对她打击很大。9. (预算中)划拨, 分配: Bütçede bu giderler için ödenek koymamışlar. 据说他们没有在预算中为这些支出划拨经费。◇ koyduğum yerde otlamak 成́ (对长期没有取得进展者说的)无所作为, 没有长进: A, sen de koyduğum yerde otluyorsun. 哎!你也不会有什么长进!koyup gitmek 离开◆ Koydunsa bul! 该找到的地方都找遍了, 就是找不到。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.